|
Hazırlayan: Dr. Özay Özdemir
Cinsel sorunların çözümsüz olarak algılanmasında , süregenleşmesinde ve tedavi gecikmesindeki en önemli etken bilgi eksikliği ve cinsellikle ilgili yanlış inanışlar (mitler) dır.
Yanıtları görmek için
lütfen sorulara tıklayın.
1. Erkeklerde cinsel işlev hangi alanlarda bozulabilir?
2. Hangi durumlarda cinsel işlev bozukluğu düşünülmelidir?
-
cinsel partnere karşı bir cinsel ilgi ve istek azlığı ya da yokluğu yaşanıyorsa
-
cinsel ilgi ve istek olmasına karşın cinsel ilişki sırasında uyarılma ve ereksiyon (cinsel organda sertleşme) gerçekleşmiyorsa
-
cinsel ilgi ve istek var ve uyarılma-sertleşme de olmasına karşın cinsel birleşme sırasında sertleşme yeterince uzun sürdürülemiyorsa
-
cinsel ilişki sırasında birleşme olmadan hemen önce, birleşme olur olmaz ya da umulan ve istenilen süreden daha kısa zamanda boşalma (ejakulasyon) gerçekleşiyorsa
-
cinsel ilişki sırasında boşalma (ejakulasyon) ve orgazm olma için geçen süre umulan ve istenilenden daha uzun oluyorsa
3. Erkeklerde cinsel işlev bozukluklarının görülme sıklığı nedir?
-
Tüm erişkin erkeklerin %15’inde, 50 yaş üzerindeki her 10 erkekten 3’ünde cinsel istek azlığı ya da yokluğu görülmektedir.
-
Yaklaşık olarak her 10 erişkin erkeğin 3’ünde erken boşalma görülmektedir.
-
40 yaş civarındaki erkeklerin %90’ının cinsel yaşamlarında en az bir defa sertleşme (ereksiyon) sorunuyla karşılaştıkları bildirilmektedir. Bunların çoğunda sorun duruma bağlı ortaya çıkmakta ve geçici olmaktadır. Üçte birinde sertleşme (ereksiyon) sorununun düzelmesi için haftalar hatta aylar geçmektedir. 40 yaş altındaki erkeklerin önemli bir kısmında da sertleşme (ereksiyon) sorunu görülebilmektedir.
-
Geç boşalma-orgazm olamama sorunu diğerlerine oranla daha az sıklıktadır. Genellikle orta yaşlarda görülmekte ve 10 erkekten biri bu sorunla karşılaşmaktadır.
4. Erkeklerde cinsel işlevlerle ilgili bozuklukların sebebi nedir?
Erkeklerdeki cinsel işlev bozukluklarının büyük çoğunluğunda sebep, psikolojik, ilişkisel ya da duruma bağlı faktörlerdir. Psikolojik faktörlerden en önemlisi performans anksiyetesi denilen durumdur.
Küçük bir kısmında genellikle fiziksel nedenler saptanır. Bu fiziksel nedenlerin başında da ilaç yan etkisi gelmektedir. Diğer sık rastlanan fiziksel nedenler arasında diabet (şeker) hastalığı, damar hastalıkları, alkol ya da ilaç kötüye kullanımı, sigara, endokrin (hormon) hastalıkları ve nörolojik hastalıklar bulunmaktadır.
5. Hangi durumlarda bir uzmana başvurulmalıdır?
6. Cinsel işlev bozukluğu ile ilgili ilk kime başvurulmalıdır?
Öncelikle ilk değerlendirme için cinsel işlev bozuklukları konusunda deneyimli bir psikiyatri ya da üroloji uzmanına başvurulmalıdır. İlk değerlendirme sorunun psikolojik, ilişkisel, duruma bağlı ya da fiziksel kaynaklı olup olmadığını ayırma açısından oldukça önemlidir.
7. Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde izlenecek yol nasıl belirlenir?
-
İlk değerlendirmede yapılan ayırıcı tanı ile sorunun psikolojik, ilişkisel, duruma bağlı ya da fiziksel nedenlerden hangisiyle ilgili olduğu belirlenir.
-
Fiziksel (ilaç yan etkisi, diabet hastalığı, damar hastalıkları vb. ) bir neden olabileceği düşünülür ya da belirlenirse değerlendirilen uzman tarafından ilgili bölüm uzmanına yönlendirilir ve ilgili uzman ile işbirliği içerisinde cinsel terapi planlanır.
-
Sorunun duruma bağlı (belirgin bir başka stres etkeninin bulunması, yorgunluk, aşırı alkol alımı vb) olduğu düşünülürse gerekli öneriler yapılarak izlemeye alınır.
-
İlişkisel (eş ya da sevgili ilişkisindeki sorunlarla ilgili) olduğu düşünülürse aile ya da eş terapisi ya da bireysel psikoterapi alması konusunda yönlendirilir.
-
Psikolojik kaynaklı cinsel işlev bozukluğu düşünülürse cinsel terapi uygulanır.
8. Cinsel terapi nedir?
Cinsel terapi, cinsel soruna (cinsel işlev bozukluğu) odaklı psikoterapötik yaklaşımlar içerir. Bilgilendirme, yanlış inanışları düzeltme amaçlanır. Her cinsel işlev bozukluğuna özgü özel teknikler öğretilir.
Süresi, ortalama 1-3 ay arasında olmaktadır. Çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilmesine karşın, haftada en az bir görüşme yapılması idealdir.
9. Cinsel işlev bozukluğu çift olmadan tedavi edilebilir mi?
İlişkileri iyi olan, aralarında sevgi ve güven bulunan çiftlerde cinsel sorunların tedavisi daha kolay ve çabuk olmaktadır.
Buna karşın cinsel işlev bozukluğu olup partneri olmayan erkekler de cinsel terapiye alınabilir.
10. Cinsel terapi ne kadar etkilidir?
Cinsel işlev bozukluğunun çeşidine bağlı olmakla birlikte genel olarak cinsel terapi ile tedavi olasılığı %85-90’lara varmaktadır.
11. Cinsel işlev bozukluklarında ilaç tedavisinin yeri nedir?
Günümüzde bazı cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar bulunmaktadır. Ancak, ilaç tedavisi uygulanacak durumlar çok özenle seçilmelidir. Çünkü özellikle psikolojik, ilişkisel etkenlerin rol oynadığı ya da duruma bağlı cinsel sorunlarda ilaç tedavisi hiçbir zaman ilk ve tek başına uygulanacak seçenek değildir. Bazı özel durumlarda, bazı ilaçlar, cinsel işlev düzenleyici etkilerinden yararlanmak amacıyla, geçici olarak uzman doktor kontrolünde kullanılabilir.
12. Cinsel işlev bozukluğu tedavi edilmezse ne olur?
Cinsel işlev bozukluğu, özellikle erkeklerde önemli bir ruhsal travmatik etken olarak algılanır ve kendilik-değerinin azalmasına neden olur. Sorunun süregenleşmesiyle birlikte, ikincil depresif belirtiler ortaya çıkabilir ve sorun daha da karmaşık hale gelebilir. Uyku düzeni bozulur, dikkat ve konsantrasyon yetisi azalır, genel olarak yaşamdan zevk alma oranı düşer, günlük yaşamın diğer gereklerine karşı da bir ilgisizlik ve isteksizlik hali ortaya çıkar.
Sonuç olarak, cinsel alandaki sorun yaşamın diğer alanlarına da yansıyarak çekilmez kılmaya başlayabilir.
Yararlanılan kaynaklar:
- Barry&Emily McCarthy (1998). Male Sexual Awareness. Second Edition, Carroll&Graf Publishers, Inc. New York.
- Hawton K (1985). Sex Therapy: A practical guide. Oxford University Press, New York.
- Yetkin N, İncesu C (1997). Cinsel terapi sonuçları. Nöropsikiyatri Arşivi, 34 (4) ; 161-168.
- Özmen HE (1997). Cinsel işlev bozukluklarında ilaç tedavileri. Nöropsikiyatri Arşivi, 34 (4); 186-191.
|