Hızlı Erişim
Anasayfa | Yayınlarımız | Yazılarımız & Sunularımız | Tedaviler | Psikolojik Testler | Genel Sorular ve Yanıtları | İletişim
Site içi arama:   
Femme Assise, Henri Matisse

Üst Menü

 

OKB >> Kuramlar >> Pierre Janet’ye göre obsesif kompulsif bozukluk


Psikanalitik Kuram Davranışçı Kuram Bilişsel Modeller Pierre Janet’ye göre...
 

 

Nörolojik yönelimli Charcot okulu içinde zamanına göre en sofistike kuramları öne süren Pierre Janet, “psikasteni” terimiyle tanımladığı ve histeriyle birlikte nevrozların iki ana sınıfından biri olarak gördüğü OKB’yi belli başlı akıl hastalıkları arasında saymıştır. Janet’ye göre hastalığın gelişminde üç evre vardır: Birinci evre olan psikastenik durum, eksiklik duygusu ve gerek bedensel, gerekse ruhsal yetersizlikten oluşur. Bu insanlara yaptıkları her işte bir eksiklik varmış gibi gelir. Aynı eksiklik algı alanını da kapsadığından, kendilerinin ya da başkalarının varlığından kuşku, depersonalizasyon, derealizasyon ve déjà vu yaşantıları görülebilir. Tablonun öbür yönleri, yoğunlaşma ve dikkat kusurlarını, sevinç ve kederin tam olarak yaşanmasını engelleyen duygusal yetersizlikleri ve otoriter eğilimlere ya da otoriteye koşulsuz boyun eğmeye yol açan güçlü bir tekbiçimlilik ve düzen gereksinimini içerir. Psikasteniklerde kendini baş ağrısı, sırt ağrıları, uykusuzluk ya da iktidarsızlıkla gösterebilen fizyolojik bir yetersizlik de bulunabilir.

İkinci evrede aşırı ve yineleyici, kısır etkinlikler görülür. Bu etkinlikler, maniler ya da ruminasyon (Janet mani sözcüğünü günümüzdeki anlamından farklı biçimde kullanmaktadır: burada kastedilen, algı ve edimlerde abartılı bir kusursuzluk arayışını yansıtan ve belirsizlik durumunu gidermeye hizmet eden simetromani, yineleme manisi, kontrol manisi ve düzenleme manisi gibi akılsal karşılaştırma, düşünce ve sorgulamalardır), çoğunlukla manilerden kaynaklanan ve tablonun motor bileşeni sayılan tikler ve zorlanmalı ajitasyon ve son olarak da tablonun duygusal bileşeni sayılan fobiler ve anksiyetedir. Fobiler, hastanın zihninde fobi nesnesinin, istenmeyen, ancak üstünde bilinçli denetimi kurulamayan eylemlerle ilişkili olmasından kaynaklanır. Anksiyeteyse temel, ilkel bir duygudur ve belli bir odağı yoktur.

Hastalar zorlanmalı ajitasyonun kimi zaman bir biçimini, kimi zaman da bir başkasını gösterebilirler. Janet, örneğin bir zihinsel maniye direnme çabasının anksiyeteyi artıracağını söylemektedir.

Obsesyon ve kompulsiyonlar Janet’ye göre üçüncü evrede ortaya çıkar. Bunlar kolayca uyarılan, daha çevresel nitelikli fikirleri gitgide daha çok içerecek biçimde yaygınlaşan ve sonunda hastanın zihinsel yaşamına egemen olan düşünce ve itkilerdir. Genellikle şiddet, cinsellik ya da hastanın kutsal saydığı nesnelere saygısızlık içeren düşünce ve edimlerle ilişkilidirler.

Hastalık, bütün entellektüel işlevleri etkilemesine karşın, kendini en çok zihnin Janet’ nin bir arada “gerçeklik işlevi” dediği ve en karmaşık zihinsel işlev saydığı, gerçeklik algısından ve toplumsal ya da duygusal bileşeni olan işlevlerden oluşmuş bölümünde gösterir. Duygusal yatırım gerektirmeyen entellektüel etkinliklerde hiçbir görünür sorun olmayabilir. Aynı şey alışkanlık durumuna gelmiş davranışlar için de söz konusudur. Hatta bu edimlere bilinçli müdahaleyi azaltan çelici etkenler performansta iyileşme bile sağlayabilir. Janet’nin hiyerarşisi, gerçek yaşam olaylarına uyumu soyut bilişsel işlevlerin üstüne yerleştiren yapısıyla alışılmış bilişsel modellere uygun değildir, ancak gerçekliğe uyum temelinde belli bir tutarlılığı vardır. Bu hiyerarşinin daha alt sıralarında, gerçeklikle pek ilişkisi olmayan imgeleme, soyut uslamlama, içe bakış, düşleme gibi işlevler yer alır. En alttaysa anksiyete gibi özgül olmayan duygusal-visserosomatik deşarjlar ve yine özgül olmayan motor ajitasyon yer alır. Bütün bu işlevsel yapılar bir ruhsal enerjiyle, ya da Janet’nin deyişiyle “psikolojik tansiyon” ile beslenir.

Psikasteniklerde eksik olan tam da bu psikolojik tansiyondur. Janet bu duruma psikolepsi adını vermiştir. Stres, yorgunluk, yoğun duygusal yaşantılar gibi eldeki enerjinin dağılmasına yol açan durumlarda daha üst düzeylerde örgütlenmiş işlevler için yeterli enerji sağlanamazsa daha alt düzeylerdeki yanıtlar ortaya çıkar. Benzer biçimde, üst düzeyde kararlar verme zorunluluğuyla karşı karşıya kalan bir psikastenik daha alt düzeylerde ve durum için uygunsuz sayılabilecek tepkiler verir. (Pitman, 1987a).

 

 © 2022 Simurg Psikiyatri Psikoterapi
Kullanım Sözleşmesi | KVKK Aydınlatma Metni