Hızlı Erişim
Anasayfa | Yayınlarımız | Yazılarımız & Sunularımız | Tedaviler | Psikolojik Testler | Genel Sorular ve Yanıtları | İletişim
Site içi arama:   
Enlightenment, Ivo Stoyanov

Üst Menü

 

OKB >> Kuramlar >> Bilişsel Modeller


Psikanalitik Kuram Davranışçı Kuram Bilişsel Modeller Pierre Janet’ye göre...
 

 

Bilişsel alanda OKB’ye ilişkin araştırmalar sınırlı olduğu için, elde bulunan az sayıdaki kuramsal çalışma sağlam deneysel destekten büyük ölçüde yoksundur. Bunun önemli bir istisnasını, genel popülasyonda istenmeyen düşüncelerin nasıl uzaklaştırıldığını inceleyen ve sonuçlarından gerek depresyona, gerekse OKB’ye ilişkin çıkarımlarda bulunan Wegner (1989) oluşturur. Wegner, belli düşünceleri baskılama çabasının bir rebound etkiyle söz konusu düşüncelerin daha sık ortaya çıkmasına yol açtığını ve koşullanma sonucu, istenmeyen düşünceyi uzaklaştırmada kullanılan düşünce/imge/edimin bu düşünceyle bağlantılı duruma geldiğini saptamıştır. Depresif bir duygulanımın varlığında bu uzaklaştırma çabası iyice güçleşmektedir. Ancak, kendisi de negatif içeriğe sahip düşünce/imge/edimler negatif içerikli bir düşünceyi uzaklaştırmada görece daha başarılıdır. Yazara göre, OKB’lilerde ilk uzaklaştırma çabaları başarısız kalıp istenmeyen düşünce kendisini uzaklaştırmada kullanılan düşünce ya da edimlerle de bağlar kura kura bilinç alanında giderek daha fazla yer kaplamaya başladığında, çaresiz durumdaki hasta, içeriği yine olumsuz bir ritüeli devreye sokarak kısırdöngüden kurtulmaya çalışır, ancak kısa süre sonra bu “kurtarıcı” için de aynı şeyler yaşanacağından, mücadeleyi sürekli kaybeder. Tedavi için gerekli koşul, özgün istenmeyen düşünceye geri dönüş ve onunla hesaplaşmadır, ancak bu tek başına yeterli olmayabilir.

Foa ve Kozak’ın (1986) anksiyete bozuklukları için geliştirdikleri genel afektif bellek ağı bozuklukları modelinde, nevrotik korkuların üç özelliği vardır: tehlikeye ilişkin abartılı tahminler, tehdit edici olayın aşırı olumsuz duygusal yük taşıması ve bu tehditlere aşırı yanıt. OKB’lilerin temel sorunu, kendilerini normal olarak güvende görmemeleri ve güvende olduklarından emin olmak istemeleridir.

Salkovskis’in (1985) geliştirdiği modeldeyse önemli olan, intruzif düşüncelerin kendisi değil, bunların işlenişindeki bir sorun sonucunda OKB’lilerin kendilerini başka insanlara yönelik zarar ya da tehlikeden sorumlu görmeleridir.

OKB ile ilgili çeşitli bilişsel modellerden Pitman’ın (1987b) modeli, özgünlüğü ve sibernetik bir yaklaşım getirmesiyle dikkat çekmektedir. Bu yaklaşıma göre, beynin içsel karşılaştırma aygıtındaki bir sorun ya da sürekli hata sinyalleri nedeniyle algı girdisi ne olursa olsun uygunsuz bir eşleştirme yapılmaktadır. Pitman’ın öne sürdüğü bir başka varsayımsa OKB’lilerin kendilerini yoğun algı sinyallerinden kurtaramamaları, yani dikkatlerinin bir kez yöneltildikten sonra çok zor çelinebilir olmasıdır.

 

 © 2022 Simurg Psikiyatri Psikoterapi
Kullanım Sözleşmesi | KVKK Aydınlatma Metni